Şeker Pancarı Yetiştiriciliği

Şeker Pancarı Yetiştiriciliği

Sonbahar Toprak Hazırlığı - Ön Bitki Sonrası Anız Bozma

Şeker pancarı yetiştiriciliğinde ülkemiz için tavsiye edilen ön bitki hububattır. Toprak hazırlığında ilk işlem ön bitki hasadı sonrası bitki artıklarının toprağa gömülerek organik maddece zenginleşmesini sağlama (anız bozma) işidir. Anız bozma ve ilk sürümün mutlaka sonbaharda yapılması gerekir. İlk sürümün sağlıklı yapılabilmesi için hububat hasadından hemen sonra gölge tavı “ toprak rutubeti “ kalkmadan toprağın sürülmesi ve anızın karıştırılması gerekir. Bu konuda en pratik ölçü pulluğun devirdiği toprağın kalıp şeklinde değil, devrildiği anda dağılabilen yapıda olmasıdır.

Doğru derin sürüm örnekleri:

Şeker Pancarında Münavebe

-Şekerpancarı tarımında mutlaka ekim nöbeti uygulanması gereken bir bitkidir. Aynı tarlaya 3 veya 4 yılda bir şekerpancarı ekimi yapılabilmektedir. Yani 3 veya 4 yıllık münavebe uygulanmaktadır.

-Sürdürülebilir ve kazançlı bir tarımın ön koşulu, iyi planlanmış bir ekim nöbeti uygulamaktır.  Toprak verimliliği, organik madde düzeyi ve toprak yapısının korunması ve, başta azot olmak üzere, yeterli besin elementinin sağlanması ve kayıpların en aza indirilebilmesi için iyi planlanmış bir ekim nöbetine ihtiyaç vardır.

-Ekim nöbeti ile hem zaman, hem de alan yönünden ürün çeşitliliği artırılarak yabancı ot, hastalık ve zararlı sorunlarının tümünü en aza indirebilmek mümkündür.

İlk baharda toprak hazırlığı, şeker pancarı yetiştiriciliğinin en hassas işidir. Ekim öncesi yapılan toprak hazırlığının zamanı, bu işte kullanılan ekipmanın kullanılış biçimi, tohum yatağının derinliği, tohumun üstünde kalacak toprağın kalınlığı ve yapısı vb. üretilecek şeker pancarının verimini ve kalitesini, dolayısıyla üretim ekonomisini önemli ölçüde etkiler.

İlk baharda tarla tava gelir gelmez vakit kaybetmeden tohum yatağı hazırlığına başlanmalıdır. Normal bir çıkışın ( İntaş )  sağlanabilmesi için;

Tohum yatağının taş, kesek ve bitki artıklarından mutlaka temizlenmiş olması gerekir.

Ağır tavda kesinlikle tohum yatağı hazırlığı, gübre ve herbisit uygulaması yapılmamalıdır.

Ekim işlemleri;

  • Şeker pancarı tarımında ekim zamanı, arıtılmış şeker varlığını ve kök verimi üzerine oldukça etkilidir. Ekim zamanının geciktirilmesi pancarın yetişme süresini kısaltarak olgunlaşmayı geciktirmektedir. Bitki tarafından etkin gübre kullanımı açısından da zamanında ekim önemlidir.

  • Ekim için ideal zaman genellikle bölgeye göre değişmekle birlikte Mart ortası ile Nisan sonu arasındaki dönemdir. Ancak, geç don riski olan bölgelerde erken ekimde dikkatli olmak gerekir. Pancarlar özellikle kotiledon yaprak aşamasında don zararına karşı oldukça hassastır.

  • Ekim zamanının belirlenmesinde dikkate alınması gereken kriterlerden biri de toprak sıcaklığıdır. Pancar tohumları 4- 5°C’de çimlenmeye başlar fakat hızlı ve düzenli bir çıkış için sıcaklığın yaklaşık 10 °C civarında olması gerekir.

Gübreleme

Şeker pancarı büyüme ve gelişme için üç ana besin maddesi olan Azot, Fosfor ve Potasyuma ihtiyaç duymakta olup Şeker pancarı ekilecek tarla toprağında analiz yapılarak bitki için elverişli Azot, Fosfor ve Potasyum içeriğinin belirlenmesi gerekmektedir.

 Potasyumlu ve Fosforlu  gübrelerin tamamı erken ilkbaharda ekim hazırlıkları sırasında veya ilkbaharda ekimle birlikte uygulanmalıdır. Azotlu gübrenin ise yarısı ekimle birlikte, diğer yarısı ise birinci çapalamada ya da 1/3 oranlarında ekimle birlikte, birinci ve ikinci çapalamada uygulanmalıdır.

Dekara Uygulanması Gereken Gübre Miktarının Hesaplanması

Dekardan 5 ton pancar alınması durumunda,

Şeker Pancarı yetişme mevsimi boyunca topraktan 25 kg N/da Azot, 10 kg P2O5/da Fosfor ve 35 kg K2O/da Potasyum alımı gerçekleştirdiği tespit edilmiştir. Yapılan toprak analiz sonuçlarına göre dekarda bitkinin alabileceği azot (N) miktarı 7,5 kg N olarak  belirlendiğinde 25-7,5=17,5 kg N/da ilave Azot vermek gerekir. Bunun bir kısmını 13.18.15+2MgO+10SO3+0,5B taban gübresi ile (50 kg/da) verdiğimizde, 6,5 kg N (50*13/100 = 6,5) vermiş oluruz. 17,5-6,5=11 kg N/da ihtiyacını ise üst gübreleme ile %46 N ÜRE (100*11/46=23,9) gübresinden dekara 24 kg uygulamak suretiyle karşılamış oluruz. Benzer hesaplamalar Fosfor ve Potasyum için de yapılabilir.

  • Taban gübreleri, bitkilerin ihtiyaç duyduğu ana bileşenlerden özellikle fosforu içeren gübrelerdir. Bitkilerin ihtiyaç duyduğu temel besin elementlerinden fosfor, azot ve potasyumun farklı oranlarda karışım şeklinde olduğu taban gübreler fosfor fosforun sabit olduğu ikili, üçlü veya daha fazla sayıda besin elementi içermektedir. Taban gübrelerinin içeriğindeki azot bitkilerin vejetatif büyümesi için gerekliyken fosfor kök gelişimine, yaprak, meyve ve çiçeklerin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Potasyum ise bitkilerin kalitesi ve sudan yararlanması üzerine etki etmektedir.

  • Üre bitki tarafından direkt olarak kullanılamaz. Ancak toprağa uygulandığında hızla hidrolize olarak amonyuma dönüşür. Üre. %46 oranında azot içermektedir. Ekimden sonra bölgelere göre değişmekle birlikte Mart-Mayıs ayı başlangıcında yapılacak gübrelemede kullanılması uygundur. Üre gübresi uzun süre su ile temas etmediğinde gaz haline geçerek buharlaşabilmektedir. Özellikle sulama imkanı bulunmayan kuru tarım alanlarında gübreleme yapılırken topraktaki su miktarı ve hava koşulları göz önünde bulundurulmalıdır. Üre elektriksel olarak nötr olduğu için yüklü toprak katmanları tarafından emilmezler.

  • Amonyum Sülfat; Yapısında azot ve kükürt içerir. Azotla birlikte bitkinin kükürt ihtiyacının da karşılanması amacıyla kullanılır. Kireçli topraklarda dengeleme için kullanımı uygundur. %21 Azot, %24 Kükürt içermektedir. Toprak asitliğini nötrleştirmek için tuzlu veya alkali topraklarda ekim öncesi veya ekim sırasında kullanılması uygundur. Amonyum sülfatlı gübreler toprak bünyesinden çabuk yıkanıp gitmezler. Bu özelliğinden dolayı çeltik tarımında tercih edilmektedirler. Şeker pancarı üretiminde de birkaç dönemde uygulamak suretiyle kullanılabilir. Amonyum bitkiler tarafından alınabilmesi için nitrata dönüştürülür. Üre ve amonyumun nitrata dönüşüm süreci, pH, nem, sıcaklık ve bazı bakterilerin varlığına bağlı olarak bir veya birkaç haftaya kadar uzayabilmektedir. 

Seyreltme ve Tekleme

Şeker pancarında sağlıklı gelişim ve yüksek verim açısından seyreltme işlemleri önem arz etmekte olup bitkiler 4-5 yapraklı dönemde iken tekleme işlemlerinin tarlada bırakılacak bitkilere zarar vermeden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Çapalama

Seker Pancarı tarlasında yabancı ot mücadelesi, toprağın havalanmasını sağlama ve suyun infiltrasyonunu artırma gibi amaçlarla, ilki tekleme işlemlerinden önce bitkilerin iki yapraklı oldukları dönemde, ikincisi ise 8-10 yapraklı oldukları dönemde olmak üzere iki kez çapalama işlemleri yapılmalıdır. Gerekli olması durumunda yabancı ot mücadelesi amacıyla 3. bir çapalama işlemi yapılabilir.

Çapalama işlemleri çapa makinesi veya el aletleri ile yapılabilmektedir.

Yabancı Ot Mücadelesi

Yabancı ot mücadelesindeki başlıca amaç, yabancı otların oluşturdukları olumsuz etkileri ekonomik zarar seviyesinin altında tutmaktır. Öncelikle kültürel, mekanik-fiziksel ve biyolojik yöntemlerle, zorunlu durumlarda ise kimyasal yöntemle yabancı otlarla mücadele edilmelidir. En önemli kültürel, mekanik ve fiziksel mücadele yöntemleri; toprak işlemeyi zamanında ve tekniğine uygun olarak yapmak, ekim nöbeti uygulamak, solarizasyon ve malçlama yapmak, tarla kenarındaki yabancı otları temizlemek, yabancı otları tohum dökmeden önce biçmek veya söküp atmak, yabancı otların toprakaltı rizom, stolon ve kök parçalarını toplayıp imha etmektir. Tarlada çıkıştan sonra sıra aralarını kazayağı veya rotavatör gibi aletlerle sürmek, sıra üzerindeki yabancı otları ise çapalamak, yoğun yabancı ot saldırısı altında olan tarlaları nadasa bırakmak, örtücü bitkilere yer vermek, karışık ekim yapmak, anız yakmak veya alev makinası ile bitkileri yakmak gibi uygulamalar da yabancı otlarla mücadelede kullanılan yöntemlerdir.

Hastalık ve Zarlılarla Mücadele

Yaprak Hastalıkları

Cerposcora beticola (Yaprak leke hastalığı):
Fungus sporlarının aktif olduğu koşullar, gündüz hava sıcaklığının 25-27°C gece ise 15-17°C hava sıcaklıkların olması hastalığın oluşmasında en uygun koşullardır. Özellikle gündüz sıcaklıklarının 30°C ve gece sıcaklıklarının 17-18°C olduğu günler fungus sporları yüksek oranda aktif hale gelmektedir. Ayrıca sahile yakın rakımı düşük bölgelerde gece sıcaklıkları ve nem yüksektir ve bu bölgelerde şeker pancarlarının Cercospora yaprak lekesi hastalığına yakalanma riski daha fazladır.

Mücadele: Hastalıkla mücadelede öncelikli olarak temiz tohum kullanılmalı, toleranslı çeşit seçilmeli, münavebe uygulanmalı, hastalıklı bitkiler yok edilmeli, konukçu yabancı otlarla mücadele edilmelidir.

Erysiphe poliygoni (Külleme)

Bitkinin tüm parçalarında görülen fungal bir hastalıktır. Hastalık etmeninin ilk belirtisi bitkinin tüm organlarında, yüzeydeki tüm bitki parçalarında, petiollerde, yapraklarda, çiçek salkımında ve çiçek yapraklarının üzerinde oluşan beyaz-grimsi fungal bir örtüdür. Daha sonra yaprakların üzerinde büyük klorotik lekeler oluşur. Canlı kalan yapraklarda zamanından önce yaşlanma görülür. Hastalık yaşlı yapraklardan genç yapraklara doğru yayılır.

Mücadelede dayanıklı çeşitler kullanımı önem arz etmekte olup Etmenin konukçusu olmayan bitkilerle münavebe uygulanmalı, Hastalıklı bitki artıkları tarladan uzaklaştırılmalı, Sık ekimden kaçınılarak, bitkilerin toprak yüzeyini tamamen örtmesi önlenmeli ve hava sirkülasyonu sağlanmalıdır. Ayrıca kimyasal mücadele amacıyla fungisit uygulaması yapılabilir.

Ramularia beticola

Enfekte olmuş 4-10 mm büyüklüğünde düzensiz yuvarlak, bazen de köşeli yaprak Lekeleri oluşur. Cercospora ile karşılaştırıldığında leke kenarları daha açık renkli olup, lekenin ortası gri-kahverengiden beyaz-gri kadar değişen renklerdedir. Lekenin iç kısmındaki doku kurur ve çatlaklar oluşabilir. Bir lup ile bakıldığında ıslak yapraklar üzerindeki lekelerde beyaz mantar yapıları görülebilir.

Hastalık etmeni ölü yapraklar üzerinde ve toprakta kışı geçirdiğinden kısa süreli münavebe uygulandığında hastalık toprakta yüksek derecede enfeksiyon kaynağı oluşturabilir. Enfeksiyondan sonra nispi nemin % 95' in üzerinde ve sıcaklıkların 17-20 oC arasında seyrettiğinde ilk belirtiler 18 gün sonra görülür. Enfeksiyonlar için nemli iklim şartları olması gerekir. Sporların yayılması rüzgar ve yağmur damlaları ile olur.

Önceki yıllardan kalan büyük enfeksiyon potansiyeli (kısa münavebe), yağmurlama sulama ile yayılım söz konusudur.

Hastalık etmeni şeker pancarı ekilen bütün bölgelerde görülebilir. Hastalığın erken dönemde görülmesi ve diğer hastalık etmenlerinin de etkisiyle pancar yaprakları tahrip olabilir. Yeni yaprak sürgünleri oluşumu ise şeker veriminde kayıplara yol açar. Hastalığa ülkemizde rastlanmamıştır ve ekonomik önemi yoktur.

Mücadelede Cercospora'ya karşı kullanılan fungisidlerle ilaçlı mücadelesi mümkündür. Diğer bir yol ise toleranslı çeşitlerin ekimidir.

Kök Hastalıkları: Rhizoctonia solani (Kök Çürüklüğü)

Rhizoctonia cinsi dünyada ve ülkemizde tespit edilmiş önemli toprak patojenlerinden birisidir. Bu fungus kendi içerisinde çeşitlilik gösterir, geniş ve kompleks bir gruptur

Önemli Şeker Pancarı Zararlıları;

Caradrina-Spodoptera exigua (Çizgili pamuk yaprak Kurdu):

  • Zararlının mevsimsel faaliyetleri, iklime göre önemli ölçüde değişiklik göstermektedir. Ilıman yerlerde, yıl boyunca zararlının tüm dönemlerini bulmak mümkündür. Sıcaklığa bağlı olarak zararlı yaşam döngüsünü 21 gün gibi kısa bir sürede tamamlayabilmektedir. Ilıman yerlerde beş bazen altı döl verirken Konya gibi Orta Anadolu şartlarında iki veya üç döl verebilmektedir.

  • Şeker Pancarı yaprak kurtları Ülkemizin hemen her tarafında bulunan ve pancar için büyük tehlike oluşturan bir zararlıdır. Caradrina larvasının sırtı koyu yeşil, karın kısmı açık yeşil, baş kısmı yeşil kahverengidir. Mayıs ayından ağustos ayına kadar zarar yapabilir. Pancar yapraklarının damarlarını bırakarak, damar aralarındaki yeşil kısmı yer.

  • Karadrina’nın tarla bitkileri, süs bitkileri, sebzeler, meyve ve orman ağaçları ile yabancı otları içeren 35 familyadan 170’den fazla konukçusu bulunmaktadır. Sebzelerden; kuşkonmaz, fasulye, pancar, brokoli, lahana, karnabahar, kereviz, börülce, patlıcan, marul, soğan, bezelye, biber, patates, turp, ıspanak, tatlı patates, domates ve şalgam, tarla bitkilerinden; yonca, mısır, pamuk, yer fıstığı, aspir, sorgum, soya fasulyesi, nohut, şeker pancarı ve tütün, yabancı otlardan; köpek üzümü, sirken, horozibiği, soda otu, semizotu türleri, kasımpatı cinsleri ve sığırkuyruğu türleri önemli konukçularıdır.

  • Mücadelesinde Kültürel önlem olarak erken ekim, çapalama ve aşırı azotlu gübrelemeden kaçınılması önemli uygulamalardır. İnsektisitlere karşı direnç sorunu, insektisitlerin çevre ve doğal düşmanlar üzerindeki olumsuz etkileri, zararlının yönetiminde biyolojik mücadeleyi ön plana çıkarmıştır. Bazı paarazitoitler ve entomopatojenlerinin (bakteriler, virüsler, nematodları ve funguslar) zararlının farklı yaşam evrelerinde biyolojik kontrolünde önemli rol aldığı bildirilmektedir.

  • Karadrina’nın şekerpancarının özellikle fide dönemindeki populasyon yoğunluğu, önemli verim kayıplarına neden olmakta, bu durum ise insektisit kullanımını teşvik etmektedir. Zararlının mücadelesi için şeker pancarında ekonomik bir zarar eşiği belirlenmemiştir. Ancak bitki başına ortalama 3 adet larvanın zararlı mücadelesi için uygun olacağı düşünülmektedir. Mücadelede feromon tuzaklarla zararlının ergin çıkışları (ilk ergin yakalanıncaya kadar her gün, ilk erginden sonra haftada iki gün tuzak kontrolleri yapılmalı) takip edilmelidir.
  • Toprak Kurdu: Agrotis segetum (Lepidoptera:Noctuidae):

Sarımsı beyazdan, kırmızımsı kahverengi beneklerle daha koyu bir renk alır. Larva; gelişmini tamamladığında 45-50 mm uzunluğuna erişebilir. Kahverengiden grimsikahverengiye kadar değişebilir. Sırtın ortasında uzunlamasına birbirine paralel iki çizgi bulunur. Her segment dorsalinde ikisi önde ikisi arkada olmak üzere, üstünde küçük bir kıl bulunan dört adet siyah nokta vardır. Pupa; 20 mm uzunluğundadır. Segmentlerin, gözlerin ve solunum deliklerinin dışındaki yerler koyu kahverengidir. Ergin; kanat açıklığı 35-45 mm’dir. Ön kanatlar sıkça noktalı olup rengi kahverengiden koyu kahverengiye kadar değişir. Kanat uçları koyu renkli lekelerle kaplıdır. Kanat üzerinde böbrek şeklinde lekeler karakteristiktir. Anten erkeklerde çift tarak şeklinde, dişilerde ise ip şeklindedir. Tarlada çıkışın başlamasından sonra çenek yapraklarından bazılarının dipten kesilerek bazı bitkilerin toprak seviyesinin hemen altından kesilmiş oldukları görülür. Bu bitkilerin etrafı eşelendiği zaman, pancarın hemen yanında 2-5 cm derinlikte, farklı uzunluklarda, başı karın kısmına gelecek şekilde dairevi şekilde kıvrılmış larvalar göze çarpar.

Tel Kurtları: Agriotes lineatus (Coleoptera: Elateridae) Melanotus brunnipes:

Tel kurtlarının erginleri türüne bağlı olarak 7-30mm uzunlukta açık kahverengiden siyaha kadar değişen renktedirler. Vücutları uzun ve yassıdır. Tel kurtları kışı larva veya ergin durumunda geçirirler. Kışlama yeri olarak larvalar toprağın derinliklerini, erginler ise genellikle toprak içinde oluşturdukları hücreler ile ot yığınlarının altı gibi gizlenmeye elverişli mekanları tercih ederler.

Tel kurtları farkına varılması ve mücadelesi zor böceklerden biridir. Tel kurtlarının çimlenme, filiz oluşumu ve gelişimi döneminde başlayan zararları gelişmenin ileri dönemlerinde de devam eder. Çimlenmekte olan tohumların ve genç pancar bitkilerinin toprak altı aksamlarının kısmen veya tamamen larvalar tarafından yenilmesi, çıkış kayıplarına yol açar. Bunun sonucu olarak iyi bir çıkışı gerçekleşmeyebilir veya bir çıkışın ardından seyrelmeler veya boşalmalar da olabilir. Konukçuları: Tel kurtları şeker pancarı dışında buğday, arpa, yulaf, mısır, tütün, pamuk, soğan, patates, havuç ve marulda da zararlara neden olur.

  • Pancar Pireleri:

Chaetocnema concinna (Coleoptera: Chrysomelidae); Chaetocnema tibialis: Erginler 1,8-2,6 mm boyunda, oval, bronz veya parlak yeşildirler. C. concinna’ya çok benzer. Ergin 1,5-2,0 mm uzunluğunda siyah renkli, mavi-yeşil parlaktır. C. concinna’dan başın ön yüzeyinin daha yoğun noktalı olması ile ayrılır.

Bitkiler henüz çenek yaprak döneminde iken yaprakların her iki yüzü ile saplarında gri kenarlı, yuvarlak, 1-2 mm çapında yenilmiş alanlar görülür. Erginler etli kısmın huni şeklinde yenmesi suretiyle zarar yapar. Yapraklar delik deşik bir görünüm alır. Popülasyonun yüksek olması ve kurak hava şartlarının hüküm sürmesi durumunda, çenek ve iki yaprak dönemindeki bitkilerin bütün toprak üstü aksamını yiyerek ölümlere neden olurlar.

Hasat-Söküm

Şeker Pancarı köklerinin sökülmesi, temizlenmesi ve pancarın yapraklarının kesilmesi işlemine hasat denir. Bu dönem bölgelere göre değişiklik gösterebilmekte olup tarla kontrolleri ve bir takım analizlerle takip edilerek en uygun dönemde söküm gerçekleştirilmelidir. Söküm elle veya baş kesimini yaparak yükleme işlemini de beraberinde yapabilen makinalar vasıtasıyla yapılabilmektedir.

Nakliye ve Şeker Üretimi

Hasat edilen şeker pancarları baş kesme ve temizleme işlemlerinden sonra şeker fabrikalarına nakledilmekte ve fabrikalarda bir takım işlemlerden sonra ana ürün olarak şeker, yan ürün olarak ta küspe ve melas elde edilmektedir.

Şeker Pancarının Şeker İçeriği

  • Şeker pancarında, Çeşitlere, ekolojik koşullara ve bakım işlemlerine bağlı olarak şeker içeriği farklılık gösterebilmekte olup genellikle % 15 ile 22 arasında değişiklik gösterebilmektedir. Toprak altı kök gövdesinde şeker oranı, en fazla pancarın iç kısmında yani merkezde (yaklaşık % 20) bulunmaktadır.

  • Merkezden dış kısma doğru yanlara, yukarıya ve alt kısmına doğru şeker oranı azalış göstermektedir.

  • Şekerpancarında genel bir kural olarak; gövde büyüdükçe şeker oranı azalmakta, gövde küçüldükçe artmaktadır.